Kitap Okumanın Faydaları

O kadar kitaplar üzerine paylaşım yaptım. Şimdi kitap okumanın faydaları nelermiş diye de açıklayayım da kitap okurken daha huzurlu okuyun ve daha çok okuma isteğiniz gelsin..
Bu kadar önemli olan kitap okumanın faydaları, kitap okumanın getirileri nelerdir?

+ Kitap okumak düşünce ufkunu geliştirir, kişilerin olaylara bakış açısını, onu irdeleme, analiz etme şeklini geliştirir.
+ Kitaplar kişinin kelime dağarcığını geliştirir. Daha çok kelime öğrenen insan daha iyi konuşur, daha iyi ikna eder dolayısıyla isteklerine daha kolay ulaşır. Söylemek istediklerini, duygularını daha iyi ifade eder.
+ Kitap okumak algı gücünü kuvvetlendirir. Kişinin okuduklarını daha kolay, daha iyi kavramasını sağlar. Bu onlara okul, iş vb. yerlerde başarı getirir.
+ Kitap okumak güzel bir uğraştır. Kişinin vaktini güzel geçirmesini sağlar, stresi azaltır.
+ Kitap okumak konuşma becerisini geliştirir. İyi konuşan insan çoğu zaman kazanır.
+ Elde edilen bilgiler genel kültür seviyesini geliştirir. Kişinin toplumdaki yerini, statüsünü, önemini arttırır.
+ Kitaplar hayal gücünün sınırlarını genişletir. Hayal gücü genişledikçe başarı, mutluluk gelir.
Gördüğünüz gibi kitap okumanın birçok faydası vardır. Ancak dikkat edilmesi gereken bir nokta vardır. Kitap seçiminin iyi yapılması gerekmektedir. Kitaplar, kişiyi olumsuz etkilememelidir.

Bugün internette gezinirken gözüme çarptı kim yazdıysa burdan tebriklerimi sunuyorum.

Muhteşem tespit.

Uzun Hikaye

Kitabı, filminden daha az bilinen ama bana sorarsanız kitabı daha güzel olan çok güzel bir hikaye.
Mustafa Kutlunun yazdığı ve 2012 yılında sinemaya uyarlanan Uzun Hikaye kitabının özeti: Kitapta hayatı boyunca yerleşik düzeni tutturamamış, oğluyla kasaba kasaba dolaşan Bulgaristan göçmeni Bulgaryalı Ali'nin hikâyesi anlatılıyor. Ana fikir olarak kayıtsız şartsız sevgiyi, küçük yerlerde muhalif olmanın zorluğunu, kuyruğu dik tutabilmenin önemini anlatıyor Uzun Hikâye. Kitapta yer alan şu cümleler de bunun kanıtı zaten: Hayat dediğin nedir ki? Anlaşılmaz bir sır. Kurduğumuz düzen hep böyle sürüp gidecek sanırız. Birden ip kopar, ışk söner, her şey darmadağın olur. solunan hava, yüzülen su, oturup-kalktığın insan, yürüdüğün yol seni değiştirir.

Elif Şafak

Aşk romanında Amerikalı bir kadının Mevlana ile tanışması ele alınıyor. Bu tanışma sonrası kadın aşkı yeniden keşfediyor ve bu aşkın peşinden bir yolculuğa sürükleniyor.

Kitabın en ilgi çekici yanlarından biri de aşkın 40 kuralı. Elif Şafak bu 40 kuralı tamamen kendi hayal gücü ile yaratmış ve bunu kullanırken Şems’in söylemlerinde de olukça etkilenmiş. Bu kurallardan bazıları aşağıdaki gibi.

Yaratanı tanımladığımız kelimeler aslında kendimizi nasıl tanımladığımızı gösterir. Korkulacak bir varlık geliyorsa aklımıza kendimiz de korku içindeyiz demektir. Aşk ve sevgi geliyorsa akla o zaman sende aşk ve sevgi dolusundur.

Evrende her yerde Allah’ı görebilirsin çünkü o her an her yerdedir.
Aklın kimyası ile aşkın kimyası birbirinden çok farklıdır. Akıl korka korka en ufak detayı düşünerek hareket eder fakat aşk doğaçlama yaşamaktır bir anlamda.

Hayatta başına ne gelirse gelsin karamsarlığa kapılma. Allah bir şekilde sana yeni bir yol gösterecektir.

Aşk aslında bir seferdir. Yolculuğa çıkan herkes nasıl bir şekilde değişiyorsa aşkı yaşayanda bir şekilde değişmektedir.

Onlar en iyi 'dostlar'

Kitap okumayı seviyorsanız üzerine bir de böyle sevimli dostlarınız varsa (sizi taklit eden) ortaya

böyle görüntülerin çıkması olağandır.

 Marifetname 

Yazarı Erzurumlu İbrahim Hakkı (Hz) olan, dini konulara merakınız varsa her şeyi öğrenebileceğiniz ender kitaplardan biri. Yalnızca dini bir kitap olduğunu düşünmeyin kitap burçlar, insanların dış görünüşüne göre kişilik analizi, evlilikte karı-koca ilişkilerinin nasıl olması gerektiği, rüya yorumları yani kısacası her şey hakkında bir bilgi mevcut. Çok kalın olmasına rağmen elinizden düşürmeyeceğiniz ve sıkıştığınız anda yardımınıza koşacak bir eser. 

Dipnot: Benim gibi ölüm ve kabir konularını duyunca ürperiyorsanız verdiği bilgiler ve muhteşem anlatımıyla rahatlamanıza çok ama çok yardımcı oluyor.

"Çünkü cansız olan şeyleri daha çok seviyorum
                                                 
                                                       asla terk etmiyorlar..."

Kitap Mı?  Televizyon Mu?

Aslına bakarsanız bugün bir anket yapılsa büyük ihtimalle çoğunluk televizyon diyecek ve bunların içinde anneler babalar da olacak. Çocukları ile uğraşmak istemedikleri için git aç istediğin kanalı izle beni rahat bırak diyecekler. Farkında olmadıkları bir hataya düşecekler ve sonra ah vah edecekler. Evlatlarını muhteşem bir hazine olan kitaplardan mahrum bırakarak, geleceğimizi mahveden "Bu Tarz Benim" gibi programlara mahkum edecekler. Belki daha sonra bunun farkına varacaklar ama iş işten geçtikten sonra.

      Neden evladınızı gökyüzünde gezdirmek varken, yeryüzüne mahkum edesiniz ki?

Küçük Prens

Bakmaya değil, görmeye çalışmamız gerektiğini
Başkalarını değil kendimizi yargılamamız gerektiğini
Kibirli olmamamızı
Unutmak için içmenin zayıf bir çaba olduğunu
Kendini fazla ciddiye almanın doğru olmadığını
Eğlenmeyi unutmamamızı
Keşfetmek için içgüdülerimizden faydalanmamızı
Sevdiklerimizin yerini hiçbir şeyin dolduramayacağını
    Ve
          Bazen gerektiğinde onların özgürce uçmasına izin vermemiz gerektiğini...

Kendisi küçük ama öğrettikleri kocaman olan muhteşem bir kitap...

SİMYACI

Bu kitabın adını o kadar çok duymuştum ki kime Simyacı kitabını "biliyor musun?" diye sorduğumda "Sen okumadın mı? Nasıl okumazsın?" yorumlarını aldım. Dedim yok bu böyle olmayacak al sen bu kitabı oku Büşra dedim kendi kendime. Daha sonra evdeki kitaplığı kurcalarken bir de ne bulayım Simyacı elimin altında, hemen okumaya başladım ve fark ettim ki gerçekten denildiği kadar muhteşem bir kitap ve buna bağlı olarak haklı bir üne sahip. Bir büyük Doğu klasiği olan Mevlana'nın ünlü Mesnevi'sinde yer alan küçük bir öyküden yola çıkarak yazılan bu roman, Endülüslü çoban Santiago'nun masalsı yaşamını anlatıyor. Aslında sadece bir roman değil aynı zamanda arada verdiği güzel mesajlarla bir 'nasihatname' olma özelliğini de taşıyor. Paolu Coelho'nun yalın ve bir o kadar da  güzel anlatımını es geçmek olmaz tabi ki. Kitap şiddetle tavsiye edilir. 

  Yalnızlık Kitapları

     Yalnızlık kimine göre tek kalmak kimine göre sevdiğinin olmaması kimine göre aileden uzaklık herkese uygun bir yalnızlık mevcut çok kalabalık bir ortamdayken bile yalnız hissedebilirsiniz bu çok normal... Ama bana sorarsanız en kötüsü en yakın hissettiğiniz insanın hemen şuracıkta yanı başınızda olduğunda dahi kendinizi yalnız hissetmeniz... Onun size ne kadar uzak olduğunu fark ettiğinizde ki o muhteşem yıkım anlatılamaz yaşanır türden... Eğer yaşamadıysanız ne mutlu size ancak kanaatimce yaşamamanız çok küçük bi ihtimal... Peki o yalnız hissettiğiniz dönemde bir de üzerine aileden de uzaksanız benim gibi başvuracağınız kurtarıcılarınız olsun benim için ilk kurtarıcı kedi veya köpektir fakat onlar yoksa kitaplardır... İşte bu anlarda okuduğum kitaplara derim ben yalnızlık kitapları diye... En yakın dosttur onlar o an için çünkü sana almak istediğin her şeyi verirler, yalnızlığını giderirler ve olmak istediğin yere hiç bir karşılık beklemeden seni götürürler... İşte bu yüzden güzeldir yalnızlık kitapları...Son olarak muhteşem bir tespit ve cümle ile olaya noktayı koymuş olan Özdemir Asaf'a sözü bırakıyorum...

 

Sokak Kedisi Bob

  Sizde benim gibi bir hayvan severseniz kaçırmamanız gereken muhteşem bir kitap. Bir kedinin insan hayatına ne denli etki edeceğini, arkadaşlığını, samimiyetini kısacası her şeyi bu kitapta bulabilirsiniz..  Tabi bu duyguları anlayabilmeniz için daha önce bir kediyle arkadaşlık etmiş olmanız veya bir hayvan ile duygu alışverişinde bulunmuş olmanız çok önemli aksi takdirde kitaptaki geçiş evrelerinde kedinin tutumunun anlatıldığı bölümlerde hissiyat anlamında biraz askıda kalabilirsiniz... Kitabı  okuyabilmeniz için illa hayvan sever olmaya ihtiyacınız yok, okumak içinde gayet akıcı ve güzel bir kitap.

Belki bu kitaptan sonra sizde çok büyük bir hayvan sever olup bir hayvan sahiplenebilirsiniz...